son 30 günde en çok ne okundu?

16 Temmuz 2024 Salı

rezervuar köpeklerindeki kilit karakterleri değerlendiriyorum

 


şu ekibe bakar mısınız, gerçekten adeta bir suç çetesi gibi durmuyor mu? bence öyle. kesinlikle öyle, rolü yaşamak böyle bir olay.

not: filme dair herhangi bir detay dahi almamak isteyenler var ise okumalarını önermem.


yazıma başlamadan önce, yazımı yazarken bana içecek olarak eşlik eden, tarım krediden almış olduğum, tarım kredi marka yarım bardak süte teşekkürlerimi sunuyorum.

rezervuar köpekleri, quentin tarantino'ya dair ve genel olarak da benim izlerken en çok keyif aldığım filmdir. bu filmi neden seviyorum anlatayım, filmin olayı bu olduğu için yani konusu bu olduğu için direkt bahsedeceğim. birbirinden bağımsız suç işleyen kişilerin bir araya toplanarak elmas soygunu işi için bir araya gelmesi ve soygun sırasında başlarına gelen olaylar bu filmin konusu. beni de açıkçası en içine çeken olay da bu. birbirini tanımayan insanların toplanıp, farklı farklı kod isimlerle bir arada bulunup bu soygun işinde yer alması. ve büyük iş, neticesinde elmas soygunu yani.

ben burada filmdeki karakterleri değerlendirmek istiyorum, eğer bir suç işlenecek olsa hangi karakterle işlenmesi ne bakımdan iyi olur onu değerlendirmek istiyorum.

ve karakterlerin hepsini değil sadece, mr. white, mr. blonde, mr. pink. evet sadece bu üç karakteri değerlendireceğim yani en azından şuan öyle düşündüm. diğer karakterlere çok değinmek istemiyorum. genel olarak da filmin olayı bu üç karakter ve beraberinde mr. orange ile dönüyor. 

bir suç işleyecek olsam, güvenilirlik açısından kesinlikle mr. white karakterini bulundurabilirdim. gerçekten her anlamda yanımda duran biri olurdu. gerekirse kurşunun önüne kendisini atabilecek bir tip. sizi kesinlikle ama kesinlikle satmayacak biri. fakat kendisi sizi satmayacağı gibi siz de onu satmamalısınız elbette. bu gibi durumlara karşı çok fena sertleşebiliyor. filmdeki bir repliğini hatta çok severim, filmin henüz ilk sahnelerinde bu ekibi bir araya getiren kişi, yani patron diyelim. ekibin patronu, şaka olarak mr.blond karakterine, mr. white'ı vurması gerektiğini söylüyor. mr. white da ona, "beni rüyanda bile vursan kalkıp özür dilemen gerekir." diye karşılık veriyor. olay söz, kendisinden korkulması gerektiğini açıkça burada belli eden bir karakter. ama dediğim üzere, dostuna da gerçekten iyi davranan, onu satmayan, onu koruyan bir tip. ki bana kalırsa ekibin en güvenilir kilit karakteri de kendisidir.

mr. blonde karakterini alır mıydım? şöyle ki, karakter oldukça psikopat, hatta bu film ile özdeşleşen polise işkence sahnesi mevcut. bu sahnenin ayrıntısına girmeyeceğim, izleyenler bilirler zaten. eğer ekibe bir psikopat gerekiyorsa kesinlikle alınması gereken bir karakter. bu karakter peki sizi satar mı, açıkçası satacağını düşünmüyorum. satmayacağı konusunda filmdeki tavrıyla aslında kötü bir yanı yok. sadece psikopat tavrıyla sizi o işleyeceğiniz suçta ele de verebilir kurtaradabilir. nerede ne yapacağı pek belli olmadığından, her bir şey bu karakterden çıkabilir diye de düşünmüyor değilim. sağı solu belli olmaz. dikkat edilesi gereken biri.

peki ya mr. pink? mr. pink karakteri de ekipteki en kurnaz kişidir. kendisinin de filmde belirttiği üzere, profesyonel takılan kişi. o ekipte gerçekten soygun için bulunan ve bunun için de elinden geleni yapan bir karakter. eğer bu karakter başta dinlenseydi belki filmdeki olay çok daha başka yerlere gidebilirdi. ama dinlenmedi. bir suç işleyeceğiniz zaman yine de korkulası bir tip olabilir. çünkü söz konusu kendi çıkarı ise, sizi de satabilir, yahut vurabilecek bir tip. kurnaz evet ama kendine kurnaz. fakat burada yani filmde bulunduğu durum gereği de ister istemez ekibini düşünüyor. çünkü biliyor ki ekipten biri yakalandığında kendisi de yakalanabilecek bir duruma girebilir. bu sebeple bir suç işleneceği zaman bulundurulması gereken biri bu anlamda. zira kendi çıkarı konusunda sizi de koruması gerekliyse bunu en akıllı yoldan yapabilen kişidir mr. pink.

bu film gerçekten sinema tarihinin en etkileyici filmlerinden bana göre. birbirinden bağımsız insanların soygun için bir araya gelmesi, soygun sonrasındaki ruh halleri, öfkeli tavırları vs. o kadar gerçekçi yansıtılmış ki quentin tarantino tarafından. yani çok film kültürü olan biri değilim, zira çok film izlemeyi de sevmem ancak bu filmi mümkün oldukça hayatımda yaşıyor olduğum her yaşımda izlemeye gayret ederim bir kez. yahut iki yılda bir defa. çünkü gerçekten izlerken zevkin doruklarına çıkıyorum. eğer izlediyseniz muhtemelen neyi kastettiğimi anlıyorsunuzdur. izlemediyseniz de mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. quentin tarantino'nun bütün filmlerini izledim ve bana göre en iyi filmi rezervuar köpekleri. sonrasında da ucuz roman derim sanırım. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder