son 30 günde en çok ne okundu?

26 Temmuz 2024 Cuma

kadınlara yapılan 'pozitif' ayrımcılığa dairdir

 



kadınlara gerek iş yerlerinde gerek toplu taşımada yapılan 'pozitif ayrımcılığın' aslında bir saçmalık olduğuna, bunun erkeklere yapılan bir haksızlık olduğuna önemli noktalardan değinmeyi amaçlıyorum, haydi başlayalım.

örnek veriyorum, bir erkek ve bir kadın aynı işe girdiler, aynı pozisyonda, unvanda çalışıyorlar. böyle bir iş yerinde, 'kadının yapamayacağının düşünüldüğü' bir iş var diyelim yahut işler. ancak o iş o pozisyonun tanımında bulunuyor. yani o pozisyonda bulunması nedeniyle, işe girenin cinsiyetine bakılmaksızın o işi yapması gerekiyor. ama aynı iş ortamında bir erkek var ise, oradaki kadına pozitif ayrımcılık adı altında o iş erkeğe bırakıldığı an burada 'pozitif ayrımcılıktan' söz etmek yanlış olur. erkeğin burada suçu ne? neden kendisiyle aynı statüde olan birisi yalnızca 'kadın' olduğu için, kendisine daha fazla iş yükü binsin ki? erkek olmayı yahut kadın olmayı kendisi mi seçti demeyeceğim. olay bu değil. olay şu. o kadın bu işin görev tanımlarını bilmeli ve bu şekilde o işe başvurmalı. ha diyelim bildi yahut bilmedi, o şekilde başvurdu ve işe hak kazandı. bu artık erkeği bağlamaz. o iş kadına verildiyse kadın yapacak, erkeğe verildiyse erkek yapacak. kimse cinsiyetinden dolayı fazla yahut az iş yapmamalı. buna pozifit ayrımcılık demek başlı başına saçma bir olay. ayrımcılık zaten başlı başına insanları ayırıyor, sen başına ister pozitif getir ister negatif getir boş yani. o kelime bir kere başlı başına yanlış anlama geliyor. iş yerinde ayrımcılığı neye göre uygularsın, bir personelin özverili çalışıyordur, onu o anlamda daha bir üstte tutarsın, onu anlarım. kadın olur, erkek olur, işini iyi yapan bana göre üstte tutulmalı, gerektiğinde ödüllendirilmelidir. ama kimse yalnızca cinsiyeti nedeni ile işten kurtulmamalı yahut daha fazla çalışmamalıdır.

yine iş ortamında bir örnek vereceğim ki, bu benim halen aklımı almıyor, adeta delirtiyor. hemen bahsedeyim. devlet kurumları açısından belirteceğim bu durumu, özel şirketler adına durumu bilmiyorum. biliyorsunuz ki erkekler için zorunlu bir askerlik görevi var. diyelim ki erkek şahıs belli bir süre belli nedenlerle askerliği tecil ettiriyor. bir yandan çalışıyor. belki yıllardır çalışıyor. ancak sonra tecil süresi bitince mecburen askere gidiyor. 6 aylık bir süre. şimdi bu erkek şahıs 'zorunlu' olan görev nedeniyle askere gittiğinde maaşının hepsini almasını geçtim, 3'te 1'ini dahi alamıyor. kimse soruyor mu acaba bu erkeğin bakması gereken bir ailesi, bir anne babası var mı? yahut ödemesi gereken borç var mı? gerçekten bu hiç sorgulanmıyor mu, hiç mi bu zamana dek bu gibi durumlara düşen olmadı. bu gibi durumlara düşen hemcinslerim ne yapıyorlar gerçekten merak ediyorum. kişinin maaşını kendisi için almasını da geçtim. diyelim ki gerçekten hasta anne babası var, kendisinden başka maddi anlamda bakacak kimse de yok. bu kişi maaşını 6 ay alamayınca ailesine nasıl para gönderecek sorarım. peki ya kadınlarda şu durum nasıl oluyor belirteyim. diyelim ki bir kadın hamile kaldı, bu hamile kalmakta ne kadar sınır oluyor bilmiyorum, yani sınırdan kastım kaç çocuğua kadar bir durum var bilmiyorum muhtemelen öyle bir sınır da yoktur. neyse konuya geçeyim. diyelim ki kadın hamile oldu, doğum iznine ayrılacak. doğumun evvelinde 8 hafta, doğum sonrası da 8 hafta "ÜCRETLİ" izne ayrılıyor. evet, ücretli. kadın gayet, istediği kadar çocuk yapıyor, yaptıkça da toplamda 16 hafta, yani toplamda 4 ay boyunca ücretini alıyor. 3 kez çocuk yaptığını varsayalım. her çocuk için 16 hafta, 48 hafta. neredeyse 1 yıllık bir süre kadın 3 çocuk için ücretli şekilde izin kullanabiliyor. ve bilindiği üzere çocuk yapmak aile kurmak bunlar kişinin, ailenin "ARZUSU" dahilinde olan şeyler. yani kadın hayatı boyunca çocuk yaptıkça ücretli izne ayrılabiliyorken, erkek "zorunlu olan vatan hizmeti" yerine getirirken, ki bilindi üzere bir kez yapılıyor, bu durumda ailesinin durumuna, kendi durumuna bakılmaksızın maaşının herhangi bir kısmını alamıyor. ne kadar da harika bir şey değil mi pozitif ayrımcılık, bu açıdan bakmış mıydınız, ya da bunu biliyor muydunuz? bilmiyorsanız da öğrenmiş oldunuz bu yazı ile.

bir diğer durum toplu taşıma. hep iş yerlerinden örnek vermeyeyim. toplu taşıma kişilerin keyfine bakılmaksızın, özel olan bir araç değil bilindiği üzere. diyelim ki ben toplu taşımada bir yere seyahat ediyorum. yahut dolmuş diyelim. her yer dolu. bir tane ikili koltuk var, bir tane de tekli koltuk. ben erkenden gelmişim tekli koltuğa oturuyorum. ikili koltuğun birinde erkek var diğeri de boş. kadın geliyor. aman efendim ben bir kadınım erkeğin yanına oturmam diyor. diğer insanlar da adeta "NPC" gibi, evet "NPC", bunun ne olduğunu bir yazımda anlattım, özetle belirtmem gerekirse, düşüncesi yok, zikri yok, fikri yok, düz kodlanmış bir insan diyelim. bu gibi insanlar, tabi efendim olur mu öyle, sen tekli koltuktan kalk, diğer erkeğin yanıan geç, kadın tekli koltuğua otursun diyorlar. neden yahu? ben erkenden geldim oturdum. ben geç geldiğimde kadını yerinden edebiliyor muyum? ve neden edeyim. kadın erken gelmiş oturmuşsa orası onun hakkıdır, oturmuştur, bitmiştir artık. ben gelmişsem benim hakkımdır, bu kadar düz ve basit bir mantık. çok özel olarak seyahat arzusunda olan 'kadınlar' var ise ya özel araba alırlar ya da taksi tutarlar. bu gayet açık yani. 

hayatın hemen hemen her alanında pozitif ayrımcılık lafını duyuyorsunuzdur, aklınza gelebilecek her yerde. bu benim canımı çok sıkıyor çünkü erkeğe de kadına da, kimse kimseden dolayı bu hayatın zorluğunu daha fazla çekmemeli. pozitif ayrımcılık dediğimiz şeyin pozitiflikle alakası sadece kadınlaradır. bir yerde bir insana alakasız şekilde fazla gösterilen müsamaha, oradaki diğer insanlara karşı saygısızlık ve adaletsizliği oluşturur. hayatın hiçbir yerinde, kesinlikle pozitif ayrımcılığı bu örnekler ve daha da çoğaltılabilecek örnekler sebebiyle desteklemiyorum. kimsenin cinsiyetinden dolayı ayrımcılık görmesini doğru bulmuyorum.

saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder