son 30 günde en çok ne okundu?

14 Eylül 2024 Cumartesi

türkiye'deki duruşma sisteminin maksadına dairdir

 


başlıkta direkt olarak "türkiye'deki" diye belirtmemin sebebi, diğer ülkelere dair bilgi sahibi olmamamdan kaynaklıdır. bu sebeple yalnızca türkiye'deki duruşma mantığını açıklamak istiyorum.

ortada bir suç var diyelim ki dolandırıcılık suçu. dolandıran kişi veya kişiler yahut doladnırılan kişi veya kişiler. ilk aşamada dolandırılan kişi dolandırıldığına dair bir şikayette bulunur, yakın bulduğu kolluk birimi yahut cumhuriyet savcılığına. bu doğrultuda kişinin beyanı kollukta yahut cumhuriyet savcısı huzurunda alınır. bu doğrultuda ilk aşamada ilgili kolluk birimi konuya ilişkin şikayetçi ve şüpheli veya var ise tanık beyanlarını toplar, tutanaklarını tutar, fezleke şeklinde de bunu ilgili savcılığa sunar. ilgili savcılık da bu hususta gerekli araştırmasını yapar, gerekli görülür ise şüpheli yahut şüpheliler savcı huzurunda dinlenir. suçun mahiyetine göre ilgili savcı şüpheli ya da şüpheliler hakkında tutuklama yahut adli kontrol talebinde bulunabilir, bu talep olması durumunda ilgili kişiler bir kez de sulh ceza hakimliği tarafından dinlenir ve sulh ceza hakimliği kişiyi tutuklar yahut adli kontrol şartıyla serbest bırakır. ardından savcılık bu hususta gerekli araştırmasını yapar, delilleri ile birlikte suçun şüpheli yahut şüphelilerce işlendiği iddiasına vardıysa, bu iddiaya ilişkin bir yazı hazırlar ki buna da iddianame adı verilir. sonrasında ise bu husustaki dosya gerekli kovuşturmanın yapılması maksadıyla ilgili mahkemeye gönderilir. 

duruşmanın maksadını anlamlandıramadığım yer de işte tam burası. şüpheli kişi artık sanık konumundadır. bu kişi kollukça dinlenmiş, belki savcı tarafından dinlenmiş belki yetmemiş bir de sulh ceza hakimliği tarafından dinlenmiş ve yine yetmemiş bu kez de mahkeme tarafından dinlenmiş. kaç kiş dinliyor sırayla yazalım.

ilgili kolluk birimi -1

savcılık -2

sulh ceza hakimliği -3

kişi üç ayrı yerde dinleniliyor, 3 ayrı beyanı/savunması oluyor yetmiyor bir kez de mahkeme aşamasında uzun uzadıya dinleniyor. maksat ne? olayı açığa kavuşturmak. olay değişebilir mi, hayır. sanık dediğimiz kişi suçu işlediyse ki beraat kararlarının çokça az olmasından kaynaklı olarak bakacak olursak genelde suçu işlediği kanaatine varılıyor. genel olarak sanık dediğimiz kişinin suçtan kurtulmak adına yalan beyanda bulunduğu kanaatiyle ceza alıyor. örnek veriyorum yani, şöyle ki;

kişi üç ayrı yerde dinlenmiş, üç ayrı yerde aynı şekilde yalan beyanlarda bulunmuş. bir de aynı yalan beyanın bir başka çeşidini yahut birebir aynısını mahkeme huzurunda veriyor. peki bu kişinin mahkeme huzurunda uzun uzadıya dinlemenin ne gibi bir mantığı var? 

mahkemenin manası nedir, muhakeme. nedir muhakeme, yargılama. direkt olarak türkçe sözlükten yargılama sözcüğünün anlamına baktığımzda karşımıza şu cümle çıkar.

"Birbirine karşı olan iki tarafı dinleyerek bir yargıya varma; mahkeme, muhakeme."

iki tarafı dinlemek olayı yani, dinliyorsun. sanık kişisi diyor ki olayın üzerinden belli bir süre geçti, fakat olay kollukta anlattığım gibi oldu diyor,yeniden dinleniliyor. maksat? maksadı söyleyeyim, maksat mahkemenin varlığını mantıklı duruma getirme çabası. suçun sübuta erme durumu aslında yüzde 90-95 boyutunda iddianame aşamasında tamamlanıyor. deliller yeterince toplanıyor, ki toplanmasına rağmen yetinilmiyor bir de mahkeme aşamasında bu deliller beğenilmiyor yeniden delil toplanma çabasına giriliyor. yetinilmiyor yeniden uzun uzadıya sanık kişisi dinleniyor, tanık yahut tanıklar dinleniyor. müşteki kişisi dinleniyor ki mahkeme huzurunda girmiş olduğu mahkemeye göre bazen müşteki kişisi mağdur iken daha da mağdur oluyor.

demeye çalıştığım şeyin daha açığını şöyle söyleyeyim. mahkeme aşamasında kişinin savunması yahut beyanı, çok çok büyük bir farklı bir durum yok ise değişmeyecektir, ki mantıklı olan da değişmemesidir. örneğin kişi yalan beyanda bulunmuştur başta, aynı yalan beyanı sürdürür. çok çok az bir kısmı sadece olayın doğruluğunu mahkeme aşamasında dile getirir. asıl mahkeme aşamasında yapılması gereken şudur.

kişiye en son verdiği beyanı hangisi ise okunur, yahut kişiye ilgili beyanı okunması istenir. kişi de zaten çok yüksek ihtimalle beyanının tam olarak aynı şekilde olduğunu söyleyecektir. sonrasında yine de soru işareti bulunan nokta yahut noktalar var ise o noktalara dair sorular sorulur. bu şekilde ilgili duruşma sonucunda karar verilir yahut duruşma ertelenir. 

fakat ülkemizde yapılan sistem dediğim gibi şu; adeta sanki bir televizyon programı, bir reality show mantığı gibi, kişi aynı olayı baştan sona tekrar anlatır. bunda hiçbir mantık yoktur. olması gereken şey ve yargılamada insanları mağdur etmemek adına yapılması gereken şey, yukarıda da belirttiğim üzere kişinin son verdiği beyan nerede ise onu okuması, eklemesi gereken bir şey var ise ekleme yapmasıdır. ama ülkemizde duruşma o kadar farklı bir boyuta geliyor ki, ülkemizdeki kayıp arama programlarından bir farkı kalmıyor. aksine yine tekrar tekrar belirtmiş olayım, mağdur kişi daha mağdur oluyor.

şimdi size direkt olarak bir diyalog örneği vereyim.

"-sana şu şu suçlar isnat edilmiş, olayı anlatır mısın?

-daha evvelden kolluğa/savcılığa/sulh ceza hakimliğine bu hususta ayrıntılı beyanda bulundum, aynı beyanlarım halen geçerliliğini koruyor.

-bana yeniden anlatmanı istiyorum."

soruyorum yani burada neden ya? sana anlatınca suç bambaşka bir hale mi gelecek. yani bu duruşma mantığını uzatmak değil de ne. bu olay duruşmayı yavaşlatmıyor da ne yapıyor. kişi tekrar anlatınca suça dair, yahut oradaki olaya dair bir anda değişimler mi yaşanacak. velev ki yeniden anlattı ve önceki anlatımıyla çelişki oluştu. olabilir mi, gayet olur. olayın üzerinden belki aylar belki yıllar geçiyor. bize geçen gün ne yaşadığımz sorulsa onu bile eksiksiz tam haliyle anlatamayız. kaldı ki ortada daha uzun bir zaman dilimi var ve anlatımımızın birebir aynı olmaması elbette doğal ve norma uygun.

yapılması gereken olayı yukarıda anlattım. kişi eğer beyanının geçerliliğini beyan ediyor ise yeniden dinlemenin yeniden beyan almanın hiçbir mantığı, duruşmaya hiçbir faydası yoktur. hatta kişi velev ki bunu demeden beyan vermek istedi, bu defa da önceki beyanlarıyla kontrol edilir. farklı bir beyan yok ise ki muhtemelen de olmayacaktır. yani burada olay duruşmada sağlıklı bir karara varmak ise, kişiyi tekrar dinlemek ve tekrar dinleme sonucundaki çelişkilere göre yargılamanın farklı bir hal alması yargılamayı sağlıklı bir yerden çıkarıp amacından ve maksadından uzaklaştırır. yapılması gereken mantıklı düşünüldüğü takdirde gayet açık ve bellidir. özellikle de bir sanığın hem kollukta hem savcılıkta hem sulh ceza hakimliğinde dinlendikten sonra yeniden uzun uzadıya beyanını almanın o duruşmaya da o dosyaya da, suçun açığa çıkarılmasına da en ufak faydası yoktuır, olmayacaktır.

duruşma sisteminin maksadı bu olduğu sürece, mahkemeler uzun sürmeye ve hatalı kararlar vermeye devam edecektir.

saygılarımla.


 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder