son 30 günde en çok ne okundu?

30 Temmuz 2024 Salı

cristiano ronaldo ve futbol tutkusu

 

şu fotoğrafın altında acı var, hüzün var, gözyaşı var, ama nihayetinde bu fotoğrafta aynı zamanda bir hırs var, kendinden eminlik var, başarı var, galibiyet var, kupa var ve en önemlisi de cristiano ronaldo var.

bu yazıyı yazmaya henüz karar verdim, normalde blog sitemdeki içeriklerin yanlış hatırlamıyorsam hiçbirinde futbola dair hiçbir şey yok. çokça futbol aşığı olduğumu söyleyemem, sadece bir insandan bahsetmek istiyorum biraz da olsa, yukarıda fotoğrafta görünen şahıstan, cristiano ronaldo'dan. ben asla futbol aşığı değilim ama o tam bir futbol aşığı. yaptığı işe ruhunu, kendisini katan, katmaya devam eden biri, belki de futbol tarihinin en en iyilerinden. 

şimdi ronaldocular vardır, messiciler vardır. o yahut bu, ikisi de iyi, ikisi de çok iyi. fakat ben yalnızca cristiano ronaldo'nun her maça çıktığı andaki hırsından bahsetmek istiyorum. özellikle de bu yazımda belirtmek istediğim maalesef ki zamanında izlememiş olduğum euro 2016 finalindeki durumu.

belki o maçı benim gibi izlemeyenler vardır, cristiano ronaldo portekiz ile, euro 2016'da final maçına çıkıyor. rakip de fransa. oyuncular çok güçlü, fransa her zamanki gibi yani. ama portekizde de çok çok iyi oyuncular ve tabii cristiano var.

maçın şuan dakikalarını hatırlamıyorum ama muhtemelen ilk dakikaları olabilir yani ilk dakikalarından kastım ilk 20 dakika içerisinde muhtemelen cristiano ne yazık ki bir pozisyonda sakatlık geçiriyor, işte biraz tedavi falan görüyor, neyse sonra devam ediyor oyuna. sonra yarasının durumu gittikçe kötü oluyor ki muhtemelen dakika 22 civarı teknik direktör fernando santos'a işaret veriyor. teknik direktör de onun işaretinden hemen sonra queresma'ya hazırlanmasını söylüyor. cristiano kendisini yere bırakıyor, sedye ile gözyaşları içerisinde maçtan ayırlıyor.

düşünün yani böylesi önemli bir turnuva, son maça kadar geliyorsunuz, gözler de sizin üzerinizdeyken böyle bir sakatlık geçiriyorsunuz. cristiano her ne kadar hırslı da olsa, maçı riske atmamak için, takımı ve kupayı riske atmamak için oyundan çıkmak istiyor.

oyundan çıkıyor ancak saha dışında teknik direktörle maçı öyle heyecanla izliyor ki, youtube'da videosu mevcut dileyenler izleyebilirler. yani sürekli olarak her pozisyonda dehşet şekilde heyecanlı. maç 0-0 şekilde bitiyor, uzatmalarda neyse ki portekiz'den bir gol geliyor ve takım öne geçiyor. cristiano o andan sonra daha bir maça dikkat ediyor, adeta teknik direktör kendisiymişçesine oyuna girecek olan kişiyle ayrı görüşüyor vs. yani bir teknik direktör gibi halen maçta, sakatlığına rağmen o maçı bırakmıyor.

şuan kendisi 39 yaşında, halen her önemli maçta bu şekilde hırslı, elbette ki eskisi gibi değil, neticede klasiktir, zamana kimse meydan okuyamıyor. o buna rağmen, yaşına rağmen mücadelesine devam ediyor, elbette bilmiyorum ancak düşünüyorum ki 2026 dünya kupsında da oynamak için can atıyordur cristiano. ki ben kariyerini bitirmeden önce bir de dünya kupasını kaldırmasını görmeyi gerçekten çokça istiyorum. böyle güzel, böyle yaptığı işe saygısı olan birinin, başarılarla doldurulmuş bir kariyere bir de dünya kupası eklenmesi o kadar mükemmel olur ki.

cristiano'nun bu hırsı, yaşına rağmen halen maçın bir şekilde içinde olması bana göre gerçekten bir ders konusu dahi yapılacak türden. yani burada aslında her insana bir şekilde bir ders veriyor, yapılan iş ne olursa olsun, onu hırsla, ondan keyif alarak yapmak, o işte kendini ister istemez çok güzel bir konuma getiriyor. evet, her ne iş yapıyorsanız yapın, bir şekilde bir hırs, bir keyif alma durumu olmalı. yani eğer maksadınız sadece para kazanmak ise, işten keyif aldığınızı düşünmüyorum, yahut o yaptığınız işte en iyisi olmak için çabaladığınızı düşünmüyorum. şu da var, en iyi olmak zorunda da değilsiniz, siz çok iyi olmaya gayret edin yeterli. zaten bir şekilde en iyi yahut en iyilerden olursunuz o zaman. 

şubat ayında 40 yaşına girecek olan cristiano'ya ve bu yazımı okuyan değerli okuyuculara saygılarımla.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder