son 30 günde en çok ne okundu?

23 Temmuz 2017 Pazar

Üniversite Tercihinde Neden Eskişehir'i Yazarım?


"Madem tercih zamanı biraz da tercihle ilgili paylaşım yap yönetici kardeş" diyebilirsiniz belki de, diyenleriniz varsa eğer bu paylaşım da onlar için. Öğrenci başkentinden yazıyorum, en azından ülkemiz adına, öğrenci başkentinden.

Şimdi kendim neden Eskişehir'i yazdım kısmına gelmeyeceğim, neden Eskişehir'e gelmelisiniz kısmına değineceğim sadece.  İki yılcık zaman geçirdim yaklaşık. Yürümeyi, keşfetmeyi çok severim ben. Eskişehir'de eminim herhangi birinin yürümediği kadar uzun uzun yürümüşümdür. O yüzden bayağı bilgiliyim Eskişehir konusunda, ilgili alanımdan geldi.

Şimdi çok güzel "Bağlarımız" var. Bağlarımız derken, Bağlar var işte. Üniversiteye en yakın yer diyebilirim herhalde. Bağlardan zaten yardır şehir girişine doğru, Ankara'dan şehrin giriş yoluna doğru, hemen orada üniversite kalıyor. Anadolu Üniversitesi işte. Yeri efsane ya, zaten şehrin önemli yerlerine yakın olması işin en güzel yani. Bakın şimdi üniversitedeki olanakları anlatmadan önce, benimle beraber bir tura katılmaya davet edeyim. Yanımda artık erkek ya da kadın aday arkadaşım, uzun bir yol ona göre şimdiden söyleyeyim. Bazı yerleri göz ucuyla geçeceğim.

Evet şimdi Anadolu'nun kapısından çıkıyoruz, Yunus Emre kampüsünden yani. Sol ve sağ taraf var ben sol yoldan götüreceğim sizi. Arabalar falan var işte az trafik var dikkat edelim de. Kırmızıda geç geçme pek önemli değil ya en azından ben takmıyorum, araba yoksa geçerim. Azcık ilerleyince bak hemen sol tarafımızda Açık Öğretim var bazı dersler burada oluyor. En azından benim derslerim değil ama, Hukuk ya da farklı fakültedeki arkadaşların dersi burada olabiliyor. Onlardaysan sen de belki uğrayabilirsin ona göre. Biz yolun solundan yürümeyi seçtik ama kafeler hep karşımızda, yani yolun sağ tarafında kaldı bak hepsi yan yana. İşte Jardin kafe var. Cafe de Luca, ismini doğru yazdıysam cidden helal olsun. Kahve Ateşi falan var bak. Buralar hep kafe. Pahalı yerler buralar söyleyeyim, ona göre. Bir kahveye, ya da çaya çok para ödeyebilirsin. Neyse biz yolumuza devam edelim. Bak hemen yanımızda yani sol tarafta gençlik merkezi var, güzel güzel kurslar, etkinler falan oluyor, bazen konuşmacı abiler, ablalar geliyor. Hiçbirisine ilgisizliğimden dolayı gitmedim. Aşırı ilgisiz biriyim lanet olsun ki. Ama sen gel arada ya bak güzel etkinlikler oluyor. Yine burada, gençlik merkezinin önünde falan abiler/ablalar ya da yaşıt kimseler tiyatroya davet edebilir. Yine umursamazlığımdan genelde pek tercih etmedim. Ama ayıp olmasın diye her seferinde de dinlerim. Neyse işte bak biraz ilerleyince burada Ciğerci Sedat var. yemekleri güzel yapar bana kalırsa arada bir dene yani. benim gibi efsane tavuk şiş, tantuni vb gibi etçil yemekler yersen gel bir dene bence. Ayranı da efsane. Neyse buraları da geçelim hızlı hızlı yürüyoruz ama ne yapayım işte. Tercihlerin bitimine de fazla kalmadı ona göre yapıyorum ben de. Neyse dur bak şimdi buradaki ışıklardan biz karşıya geçelim direk, ha bu arada hemen bulunduğumuz yerde waffle yapan bir yer var malum gördüğün gibi, İncir Waffle mıydı neydi. Hiç yemedim ama tavsiye ederler. Yemeye üşendim ya. Bir de pahalı dediler. Neyse hadi arabalar geçmeden karşıya geçelim biz. Bak burada Köfteci Yusuf var, malum köftesi efsanedir. Ama pahalıdır yani, çok bütçen yoksa arada gel böyle. Hani tadına bakmanı öneririm.

Bak karşıda Espark diye bir yer var. AVM işte. Orada güzel güzel elbise satan yerler var kitapçılar var. Ki genelde ben kitapçılarda olurum, neyse orayı sen kendin keşfedersin artık. Klasik AVM zaten ya. Tramvaya neden binmiyoruz diye sorabilirsin, bir yeri öğrenmek istiyorsan tramvayı kullanmayacaksın bak, altın kural bu. Tramvay samimi gelmiyor bana pek. Çok uzak yere gitmedikçe kullanmam. Ya da çok yorgunsam ancak tramvayı kullanırım. Arada yetişkin abiler, ablalar huysuzlanabilir. Ama olur o kadar toplu taşıma sonuçta ya. Kış vakti direk kendini onun içine at arada. Çünkü efsane soğuğu var. Ankara ile kapışır. Hatta Ankara'dan daha da soğuk olabilir yer yer. Neyse işte. Yolumuza devam edelim biz. Bak şimdi Espark'tan dümdüz gidince Haller var. Yine bir gençlik merkezi, oraya hayatımda hiç girmedim. Eminim güzel şeyler vardır. O taraftan değil de ben Esparkın arka tarafındaki yoldan ilerleyeceğim.  Hatta gel AVM'nin içine girip diğer kapıdan çıkalım. Daha kolay. Diğer türlü uzatırız yolu. Hem soğuk, az ısınalım. Bak şimdi bu kapıdan çıktıktan sonra yolu takip ediyoruz. Yine sağ ve sola giden yol var. Biz soldan devam edeceğiz yine. Şimdi bak solda ne var İsmet İnönü caddesi var. Doktorlar da derler işte. Ne var burada dersen, bak burada Karga denilen efsane hediyelik eşyalar, bardaklar, bileklikler, kolyeler, kıyafetler, ki bu kıyafetler genelde efsane dizi ve oyundan olan kıyafetler oluyor. Hani çoğu yerde bulamayacağınız eşyaları Karga'da bulabilirsiniz. Ben devamlı girerim oraya da. Devamlı müşterisiyim hani. Bak dur karganın hemen karşısında kalan Donas'ta iki donas+ayran alıp karnımızı doyuralım ya. Efsanedir bak ona göre.  Merkezdeki çoğu tantuni+döner gibi yerlerle aynı fiyatta olup, efsane doyurucu özelliğe sahip.  Ben yolum düştüğünde genelde yerim.

Neyse yedikten sonra devam edelim biz yolumuza. Bak şimdi hani makyaj malzemesi bakacaksan, bu ilerlediğimiz yolda yani Donas'ın hizasındaki yolda Gratis, hemen karşı yolda da Watsons var. Yanlış bilmiyorsam böyleydi, ama tam tersi de olabilir. Çok girmiyorum hani, arada girerim böyle. Neyse devam edelim yolumuza. Bak şimdi burada Kanatlı var. Kanatlı AVM. Sinema için falan, yanlış hatırlamıyorsam Espark'a göre daha uygun. Bak öğrenciye uygun zaten iki yer var biri Özdilek diğeri de Kanatlı. Kanatlı'nın sahibi, ETİ'nin sahibi ile aynı kişiydi yanlış hatırlamıyorsam. Gayet güzel bir yer. Hani Espark kadar bir çeşitlilik yok. Ama giriş katta Dost Kitabevi var, Harika kitaplar, dergiler var. Devamlı alırım oradan. Tavsiye de ederim çok okuyan biriysen. Neyse Kanatlı'ya girmeden yolumuza devam edelim biz. Şimdi Kanatlı yolun sağında bu arada. Hani Karga'nın olduğu taraf. Özet geçmek gerekirse, Sol tarafta; Donas, Watsons gibi yerler var. Sağda kalanlar ise; Karga(uğramadan geçmeyin bence), Gratis, Kanatlı. Kafanızda az da olsa canlandırmak istiyorum çünkü. Neyse Kanatlının hizasından yola devam ediyorum. Sağ tarafa gidersek oradan Adalara falan çıkabiliriz ama ben az daha yürüteceğim bu yoldan. Bu arada çok doğaçlama anlattım o yüzden bir güncelleme yapayım şurada. Gratis ve Watsons, Kanatlıdan sonra geliyor.  Neyse bu çok önemli bilgilendirmeyi yaptığıma göre devam edebiliriz yola. Kanatlıdan az ilerleyince, yine trafik lambaları falan var. Bekleyeceğiz malum az arabaları, sol tarafta tramvay var.  Bak bu trafiği de atlattık. Şimdi burada tramvay durağının bitişiği ile, çok güzel sokak sanatçıları var. Dehşet şarkı çalarlar söyleyeyim. Tanrı affetsin hiç para atmadım şimdiye kadar. Ama devamlı geçerken bilerek az daha yavaş yürürüm şarkıyı dinleyebileyim diye. O yolda yavaş yürümek de zorda. Çünkü efsane kalabalık oluyor. Özellikle hafta sonu.

Neyse burayı da geçtikten sonra, bak şurada iki tane konuşan teyze heykeli var. Oradan aşağıya bir yol var. Ha işte orada Adalar var. Bak sol taraf, sağ taraf, karşı taraf hep kafe. Sağ ya da Sol tarafta kalan Adımlar Kitap&Kafe var. Oraya da gidin derim böyle. Sessiz mi derseniz çok sessiz diyemem ama. Öyle büyük çapta da bir ses yok. Genelde herkes duyarlı insanlar olduğu için, ki bu yanını seviyorum. Pek ses çıkarmıyorlar. Güzel güzel kitap okuyup, bir şeyler yer/içersiniz. Sol tarafta kalan bir de İnsancıl Kitabevi var ki, yine efsane kitaplar bulunur orada da. Yine alışveriş yaptığım bir yer devamlı. Neyse bak yolun karşısına geçmemizi sağlayan küçük bir köprü var. Porsuk Çayı geçiyor hemen altımızdan. İnsanlar burada, Porsuk yanındaki çimlerde arada gelir içki içer, sevgililer falan gelir el ele. Sonra, gitar çalarlar...

Burada kesiyorum yolculuğumuzu, bundan sonrasını da sen keşfet dilersen. Daha bitmedi elbette. Odunpazarı var, ayrıntısına girmediğim kafeler var. Kitabevleri var. Çok harika bir yer ya burası. Köpekler çok tatlı, Köpekleri besleyebilirsiniz arada. Migrosta satılanlardan falan. En son 1 lira 25 kuruştu ama. Bilemiyorum şuan.

Kısacası Eskişehir'e gelirseniz gerçekten ciddi anlamda, abartmıyorum harika bir yerle karşı karşıya olacaksınız. Benim yaklaşık iki senem bitti. İki sene de gerçekten güzel geçti. Hani ben biraz yavaş yavaş yaşayan biriyim. Hemen her şeyi tatmayı sevmem pek. Tabi her tattığım şeyi de anlatmadım. Ama gerçekten gelmek isterseniz hani, öğrencilerle dolu bir yerde olacaksınız böyle. Çok güzel insanlar var burada. Sokağa çıkınca genel olarak bildiğin %85-90 öğrenci. Bu benim kendi gözlemim belki istatistiksel olarak bir şeyler yapılsa daha fazla bile çıkabilir o derece söyleyeyim. Öğrenci olmayanın dışında da zaten genç nüfus gayet fazla. 

Sona bir sürpriz bıraktım zaten orayı dilerseniz keşfedersiniz de. İsmet İnönü, yani Doktorların hemen orada bulabileceğiniz bir de Barlar Sokağı var. İlk gelenler genelde sorar. Hani size sorabilirler. "Barlar Sokağı nerede acaba" şeklinde, daha kaba da sorabilirler belki bilemem, kişisine göre değişir. Şöyle tarif edeyim. Esparkın bağlara bakan değil de, doktorlara bakan kapısından dışarı çıkınca, doktorlara doğru ilerlerken, hemen solda bir aradan girerseniz zaten orada yavaş yavaş barları göreceksiniz. Hatta belirttim ya Donas falan var diye. Oralardaki aradan girseniz de çıkar. Barlarla dolu bir mekan, Barlar Sokağı denilen yer.

Benden bu kadar, tercihinizde başarılar diliyorum. Umarım hayatınızdaki her tercihinizi gerçekten mutlu bir şekilde yapar ve istediğiniz sonucu alırsınız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder