son 30 günde en çok ne okundu?

22 Temmuz 2017 Cumartesi

Tercihlerimi Yaparken Zorlanıyorum! Diyorsan...


YGS'yi atlattınız, LYS'yi de atlattınız. Şimdi önünüzde hepsinden daha önemli bir sınav var. Tercih. Evet tercih gerçekten bu ikisinden de önemli bir sınav. Niye mi, çünkü eğer tercihinizi doğru yapmazsanız, okuduğunuz sene boyunca mutsuz olacaksanız. Ben size burada gerçekleri söylüyorum.

Bakın ben Anadolu'da Tarih okuyorum. 3. sınıfa geçtim. Eskişehir'den çok memnunum. Bana kalırsa gerçekten harika bir yer. Ama gelin görün ki, bölümden o kadar da memnun sayılmam. Neden? Çünkü lisede ben Tarih dersinden nefret ederdim. Sevmezdim yani. Yapı olarak umursamaz biriyim ben, Tarihte olan olaylara karşı pek bir merakım yoktu. Neyse işte, sonradan ilk 2 sınıfı bitirdim. En azından bir hedefim oluştu. Bu bölüme göre bir hedef oluşturdum. Nasıl bir hedef bu, onu da açıklayayım. Şimdi bizim bölümde Osmanlıca denilen bir ders var. 2 sene boyunca, her dönem, Osmanlıca dersini gördük sırasıyla. Şöyle ki; Osmanlıca I, Osmanlıca II, Osmanlıca III, Osmanlıca IV.

Ben bu dersleri güzel bir şekilde verdim.  Sonrasında bölümde hedefimi Osmanlıca üzerini kurdum. Üçüncü sınıfta da Osmanlıca dersine ilişkin seçmeli bir ders almayı planlıyorum. En azından bir hedef belirledim yani. Ama bu bölümüme yönelik bir hedef. Çünkü gerçekten insanın içinde, bir yerlerde gerçekten sevdiği bir iş oluyor emin olun. O işi yapmazsanız mutlu olamazsınız. Bana inanın. Eskişehir harika ona diyecek bir şeyim yok. Ama bölümünüz gerçekten çok önemli. Gerçekten tercihte benim gibi "neresi tutarsa orası" diye düşünmeyin. Baktınız bu sene yetmiyor mu, bir sene daha çalışın, bu sizin gerizekalı olduğunuzu göstermez. Aksine kararlı olduğunuzu gösterir. Biraz soru cevap yapalım mı şöyle dediğinizi duyar gibiyim.

"Ya ben bir sene boyunca günlerce ders çalıştım, dershaneye gittim, denemeler çözdüm. Bu sene bir üniversiteye gitmek istiyorum."

Arkadaşlar bakın, üniversite her şey değil yahu. Bundan emin olun. Ben şuan çoğu kişinin olması gereken yer, hani öğrencilerin ağzıyla "Öğrenci Şehri" denilen yerdeyim. Ama mutlu musun diye sorarsan o kadar da mutlu değilim. Çünkü hayalim bu değil benim. Hayalin için geç kalmadın mı derseniz de, emin olun kalmadım. Bakın ben burada 2 senelik bir tecrübe yaşadım. Şuan yeniden YGS'ye hazırlanıyorum. Ardından da LYS. Hayalim bir senarist olmak benim. Yazmayı efsane seven biriyim. Ülkemiz gerçekten özgün, orijinal bir senaryodan yoksun. Ancak kayınçonun yengesine kaydığı saçma sapan aile ahlakını bozan diziler mevcut. O yüzden zaten pek televizyonu açmıyorum. Daha yararlı, daha faydalı işler varken neden insanlara yengesine kaymasını aşılıyorsunuz anlamış değilim.

Konu dışına çıkacağım ama, Kimya şuan çok göz önünde bulunan bir bölüm değil. Halen de öyle olduğunu pek düşünmüyorum. Ama Breaking Bad dizisini bilenler bilir. O diziyi özellikle çıktığı yıllarda izleyen şahıslar, şuan belki de çoğu kimyayla ilgili bir bölüm okuyor olabilir. Ben bundan eminim. Çünkü gerçekten insana Kimya'nın ne kadar keyifli olduğunu aşılıyor. Ben bu diziyi liseye gittiğim yıllar fark edebilseydim. Belki ben de böyle yapacaktım bir ihtimal. Yahut Kimya dersini sevecektim en az. Çünkü Kimya'dan nefret ederdim ben ya. Hayatta sevmezdim, sevemezdim. Çünkü sevdiren bir sistem yoktu.

Neyse konu dışına çıktım ama durumu yeterince pekiştirebilmek için. Bakın öyle ya da böyle, bir hayaliniz vardır.  Hayaliniz olan bölüm, istihdam alanı açısından çok da yeterli olmayabilir. Ne yapacaksanız yani, istihdamı çok yüksek diye para nerede çok diye oraya mı gideceksiniz.

"Benim hayalim Psikoloji bölümü. Ama puanım Hukuk bölümüne de yetiyor ya. Acaba ben onu mu seçsem?"

Ya işte böyle durumda kalırsanız, gerçekten kalbinizden ne geçiyorsa onu seçin. Emin olun bir işte ne kadar para olursa olsun, sizi mutlu etmesi gerek. Zaten Psikoloji okuyorsanız da büyük ihtimalle. Daha çok kalbinizle hareket eden birisiniz. Bir Hukukçu kalbinden ziyade önce aklıyla hareket etmeli. Kendinize, kendi ruhunuza hitap eden bir bölüm seçmelisiniz. İnsanlar bölümünüzü saçma bulabilir, önemli olan sizin tercihiniz ve hayalleriniz. Siz mutluysanız gerisi önemli değil.

"Arkeolog olmak istiyorum ama, istihdam gerçekten ülkede çok kötü durumda."

Bakın bu düşünceyi şöyle düşünelim. Eğer maksadınız çok çalışmadan para kazanabilmek ise Arkeolog olmak pek size uygun değil. Çünkü gerçekten ülke çapında iyi bir çaba sergilemezseniz bu işte de mutlu olamazsınız. Eğer ki ben bu bölümde yaparım, kendimi geliştiririm derseniz okuyun elbette. Dediğim gibi insanlar konuşur.

Son olarak bir de şu düşüncedeki olanlara sesleneyim.

"Ya ben ortam yapmaya gidiyorum. Hangi bölüm olursa olsun."

Gerçekten bunların yıllar sonra ne kadar boş geldiğini göreceksiniz elbette, ortam için okumak gerçekten çok mantıksız. Ortam için gidip 2 yıllık, hiç sevmediğin bir bölümü ya da ortam için gidip 4 yıllık hç sevmediğin bir bölümü okumak cidden mantıklı değil. Ama şöyle, eğer babanızın çok parası varsa, ne kadar harcasanız da bitiremeyeceğiniz bir paranız varsa dilediğiniz gibi okuyun. Ona bir şey diyemem tabi sizin tercihiniz. Ama bu da gerçekten bir elin parmağını geçmez. O yüzden siz bence gerçekten mutlu olacağınız bir şehir ve mutlu olacağınız bölüme gidin. Hayat sizin, dilediğiniz gibi yaşayın.

Tercihleriniz her zaman sizi mutlu eder umarım. Elinizden geleni yapın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder