son 30 günde en çok ne okundu?

13 Mayıs 2020 Çarşamba

bilginin hazzı, bilgi hazzı fetişi




BURADA BİR TARİH YAZMIYORUM.

fakat esasında, direkt olarak bakılacak olursa burada bir tarih yazıyorum. çünkü zaten genel olarak tarih bu. zaman içerisinde yaptıklarımız. bizim hayatlarımız, eylemlerimiz ve özet olarak biziz TARİH. üniversitede yaklaşık iki buçuk yıl TARİH bölümünde eğitim sahibi olmuş biri olarak beyan etmiyorum bunu, yalnızca doğruları söylüyorum. TARİH böyle büyükçe kapsamlı alandan ibaret. 'ben TARİH biliyorum, Tarih anlıyorum' diye çıkışan kişi bu sebeple kısmen doğru kısmen yalan söylüyor olabilir. Ya da işin bu noktasına hiç dokunmadan neyin tarihini bildiğini sorabiliriz. gayet doğruları söylüyor olabilir. karşıdaki hemence yalan ile itham etmek hoş olmaz.

konun özüne dönecek olursam, ben her ne kadar burada bir tarih yazmadığımı belirtsem de işin doğrusu burada bir tarih yazıyorum. siz de burada yazılan tarihi muhtemelen görüntüleyen birkaç kişi olarak bu tarihi ilk gören şahıslar olarak tarih yazıyorsunuz. günün birinde bizi tarih olarak yazacak olanlar da ayrıca tarih yazmış olacaklar. yani aslında tarih yazmak başlı başına bir paradoks olmuyor. burada eğer daha önce yapılmamışsa, 'TARİH YAZMA PARADOKSUNU" keşfetmiş oluyoruz. her ne kadar tarih yazmasak da tarihin yazılıyor olma paradoksu. her ne ise. konunun özüne henüz dönemedik.

bugün buraya "YENİ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜM" bir fetiş akımı katmak için buradayım. belki de yeni değildir bilemiyorum benim bunu keşfetmemiş olmam yeni olduğu anlamına gelmez. bir keşif birçok insan tarafından farklı zaman dilimlerinde gerçekleşebilir. o yüzden kesinlikle bu konu hakkında kesin bir ifade vermek istemiyorum ancak, yine başta da belirttiğim gibi, "YENİ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜM" bir fetiş akımını size sunmak istiyorum. bu akım şöyle ki:

örneğin "size bilimsel veri sunan bir kitap, bir ansiklopedi veya bunlardan bağımsız bir sözlük okuyorsunuz. bu okuduğunuz bilimsel veri kitabı veya ansiklopedideki yeni veri, ya da okuduğunuz sözlükteki her yeni kelime(bknz. ben) sizin beyninizdeki bir takım organları okşuyor, bu size HAZ veriyor" diye varsayalım.

tam olarak buradaki haz veren şey bize yeni bir fetiş sunuyor. dediğim gibi eğer daha öncesinde böyle bir fetiş meydanda yoksa burada yepyeni bir fetiş keşfini sağlıyor olmakla beraber, ek olarak bu fetişe bir isim arıyorum. yani evet, kendi adıma, "BİLGİ BANA HAZ VERİYOR." diyebilirim ya da "HER YENİ BİLGİ BENİM BEYNİMİN BİRTAKIM ORGANLARINI OKŞUYOR" diyebilirim. ancak maalesef ki şuan buna bir isim sunamam. eğer sizin bir isim öneriniz olursa bunu belirtebilirsiniz ve eminim ki bu, bu yazıyı okuyan herhangi birinde de vardır. zaten dediğim gibi ben burada yepyeni bir şey bulmuyorum yalnızca bir keşif. en basit yoldan anlatmak gerekirse yer çekimi kanunu icat edilmiyor, böyle bir kanun olduğu keşfediliyor. benim burada yaptığım da tam olarak buna eşdeğer. elbette ki bundan haz alan insanlar var, sadece bu, benim eriştiğim verilere göre henüz kanıtlanmış değil. 

aynı zamanda özellikle belirtmek isterim ki sapyoseksüellik kesinlikle böyle bir şey değil. sapyoseksüellik karşı cinsiyetteki bir beyne aşık olmak, oradaki zekayı sevmek anlamına geliyor. benim burada bahsettiğim ise, bundan bağımsız olarak direkt olarak bilgiyi, veriyi sevmek anlamına geliyor. herhangi bir cinsel bağlantısı da yok yalnızca haz veren bir fetiş o kadar.

BİLGİ HAZZI FETİŞİ. yani en azından benim deyimimle.

keşke her insanda olsa değil mi?

4 yorum:

  1. Kesinlikle aynı düşüncedeyim, bunu yani böyle bir fetişi genel olarak topluma aşılamamız gerekiyor kesinlikle...

    YanıtlaSil
  2. "Beynimin bazı organlarını okşuyor" çok iyi bir tabir ve bu fetişin yaygınlaşması için çalışmalar başlatmak istiyorum, yardımın lazım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acilen çalışmaları başlatmalıyız, kesinlikle katılıyorum...

      Sil
  3. Bilgi hazzı fetişini bilmem de ben kesin sapyosexuelim ondan eminim :d

    YanıtlaSil