son 30 günde en çok ne okundu?

1 Ağustos 2022 Pazartesi

ahlak kavramının meydana gelişine dair düşünce akışkanlıkları, birinci parça


1. isim Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre:

      "Ahlak düzelmeden hiçbir şey düzelmez." - Çetin Altan

2. isim Huylar:
      "Bu şoförler hepinizin ahlakını bozdu." - Memduh Şevket Esendal

şimdi de biraz ahlak üzerine konuşalım. ahlak kelimesinin Türkçe Sözlük içerisinde yer alan ilk anlamına değineceğim sadece. 

"bir toplum içinde" daha ilk kısımdan anlıyoruz ki, topluma göre ahlak kuralları da değişiyor. yani biz diyelim ki a ülkesindeyiz. bir diğer yanımızda ise b ülkesi var. a ülkesindeki ahlaksızlık kavramı b ülkesinde ahlaksız olmaz iken; b ülkesindeki ahlaksızlık kavramı da a ülkesinde ahlaksız olmayabilir. 

bunu kim belirliyordu, toplum. peki ahlak yapısının daha dar kalıplar içinde bulunması, toplumun anlayış kavramının daha az olduğunu mu ortaya koyar, benim düşünce yapımı sorarsanız evet. 

çünkü, ancak okuyarak, öğrenerek, görerek farklı görüşleri ve davranış biçimlerini anlamlandırır, bu sayede de ahlak kavramını daha geniş bir çerçevede tutarız. 

soru soru, adım adım gidelim bu konu da. çünkü ahlak kavramı oldukça önemli, detay gerektiren bir konudur. 

soru bir: yapılan eylemin ahlak dışı eylem olduğu kanaatine nasıl varılır? 

cevap: yapılan eyleme dair bilgi yetersizliği bulunması halinde, eylem bu kişide belli bir anlam oluşturmaz. bu eylem, eyleme tanık olan yahut eylemi duyan kişinin beyninde bir yer bulamaz. ülkemizde bu konuya dair bir somut örnek vermek gerekirse; eş cinselliğe dair bilgisi olmayan biri, iki kadın yahut iki erkeğin birbiri ile cinsel ilişkiye girmesini anlamlandıramaz, bununla da kalmayıp bunu ahlaksız bir eylem olarak nitelendirir. ancak buna dair bilgisi olsa, öğrenmiş olsa, homoseksüel bireylerin de cinsel birleşmesinin heteroseksüel bireylerden bir farkının olmadığını anlayacaktır. 

ilk soruyu anlamlandırdık diye düşünüyorum, gayet somut bir örnekle de açıklandı. ahlaksızlık kavramının oluşumu tam da böyledir işte, yani bir ülkede ahlak kurallarının saymakla bitmemesi, o ülkenin medeniyetinin muasır medeniyetlerde olduğunu göstermez, aksine o ülkenin birçok noktada henüz değişime alışık olmadığı, güncelliği yakalayamadığına en açık delil olacaktır. elbette bunun istisnaları da vardır, her zaman istisnaları hariç tutuyorum. sorulara devam ediyorum. 

soru iki: yapılan eylemin yahut eylemlerin anlamlandırılması, ahlaki yapıya uygun sunulması, neleri değiştirir? 

cevap: belki de ülkelerdeki en temel problem bu ahlak yapsına dair olan problemdir. örnek vermek gerekirse, bir kadının açık giyindiğinde o kadına ahlaksız yaftası yapıştırılması, hatta bu durumlardaki kadınların tacize uğramalarının tacizciyi meşru duruma getirmesini de engelleyecektir. tabii bu durum sadece kadın cinayetleri için de değil, LGBTi+ bireyleri için de aynı şekilde. eğer ki bu doğrultuda halka gerekli eğitim verilse, inanın 7'den 70'e bu konuda insanlara eğitim verilse, bir kadının açık giyinip-giyinmemesinin, onun kendi özgürlüğü olduğu anlatılsa, LGBTi+ bireylerinin, cinselliğe dair yönelimlerine dair halkın her tabakasına, onların anlayacağı dilden bilgilendirmeler yapılsa, eğitimler sunulsa, inanın o zaman kimse hakkını aramak zorunda kalmaz. zira, gerçekten özgürlüğünü savunan hiçbir insan zannetmiyorum ki, keyfinden twitter'da tweetler göndersin yahut sloganlar bağırsın. herkes bir şekilde daha güzel bir ülkede yaşamak uğruna çaba halinde. bu tür sloganların, çabaların hepsi de inanın ahlak kavramının yeterli miktarda geniş duruma gelmemesi. işte eğer ahlak kavramının gelişimi için gerekli eğitim çabaları yapılırsa, ülkede kaos ortamı azalır, daha sağlıklı, daha çok refaha ermiş bir ortam oluşmuş olur. 

yani buradan çıkarılacak en net sonuçlardan biri de şu ki, "kaosun temelinde dahi ahlak kavramının gelişmiş olmama durumu vardır." 

soru üç: peki, yapılan eylemlerin aslında ahlaksız eylemler olmadığı, insanın yaşamının doğalında eylemler olduğu her yaş grubu tarafından anlaşılabilir mi? 

cevap: elbette ki herkesin anlayış durumu aynı değildir. zira bir insana bir durumun ne kadar mantıklı olduğunu anlatırsanız anlatın, belli, değişmez kalıpları var ise, yapılan eylemin mantıklı, ahlaka uygun bir eylem olduğunu anlaması oldukça zor olacaktır. 

ahlak kavramı çokça uzun, çokça yoğun ve her şeyin temeli olan bir konu, bu bir bölümdü, bir bölüm daha yapacağım, eğer yetmez ise, öncelikle de kendimi tatmin etmez ise bir bölüm daha hazırlayacağım. 

daha ahlaklı günlere mi desek, bilemiyorum, zira ahlak kavramı biraz da eğitim durumumuza göre değişmekte. ahlaktan da ziyade, daha anlayışlı günlere.